ne yazık hayatta hiçbir şey için çok çabaladım diyemiyorum. yine de aynaya baktığımda düşe kalka yürümeyi öğrenen bir bebek görüyorum. ayakta kalmanın yetmeyeceğini, rüzgara karşı yürümek zorunda olduğumu bilmiyorum. yürümeyi çok istiyorum, ama yeterince istemiyorum. elim yüzüm yara olsun istiyorum, ama gördüğüm ilk sığınağa koşuyorum. ne kadar oyunbozan, mızıkçı, korkak biri olduğumu görüyorum. keşke' diyorum hep içimden, 'bir dava uğruna yaşamakla başlasaydı öykümüz',gerçi o vakit yolcu olabilmenin anlamı kalmazdı. işte sana bilmediğin birşeyi söylüyorum: hazza üstün geldiğim gün, acıya da üstün geleceğim. o gün yaşıyor olacağım, ama dünyada olmayacağım. ne yazık.