Enayi yerine konulmaktır; anlayışınızın kaynağının karşınızdaki insana duyduğunuz sevgi ve saygıdan değil de "saf" (yani salak) oluşunuzdan geldiğinin sanılmasıdır. Hayalini bile edemediğiniz şekillerde, gizliden gizliye aşağılanmaktır. Tüm bunları fark ettiğiniz gün ise o insanların nezdinde yorucu ve fazla alıngan olarak yargılandığınız gündür. pek anlayışım kalmadı haliyle. Sadece uğraşmak istemiyorum, insanlar bunu isterlerse yine anlayış gibi yorumlasınlar.

İçinden yüzlerce kez o övgüyü geçirir ama dili varmaz söylemeye. O kadar vahim bir vaka ki hakkını teslim etmektense oracıkta ölmeyi tercih edebilir. Ama bu insanı iyi tespit etmek gerek çünkü çok sinsidir. Eğer seni bir tehdit ya da rakip olarak görmüyorsa ondan iyi yalakalık yapan, övgülere boğan yoktur. Olur da bu Vıcık Şov'a denk gelirseniz hemen detoksifikasyon niyetine Yeni Türkü'den Maskeli Balo'yu dinleyin. Çünkü bu övgülerin hepsinin altı boş, hayırsız ve amaçsızdır, asidi kaçmış kola tadı verir. Gerçek yiğit meydanda belli olur efendim . Tehdit veya rekabet varken bile adil , dürüst ve samimi olan insanları sevin ve kaybetmemeye çalışın. Eyyy Yüce Rabbim , takdir etmeyi kendine yediremeyen insanlardan sana sığınırız. Şüphesiz ki sen onları ibret olsun diye yarattın. Ya da şüpheli, tam sebebini bilmiyorum şimdi , bilsem Allah olurdum

kendine ve uğraşlarına özen, saygı ve ciddiyetle yaklaşan bir insana değer verdiği bir ortamda gelirse ıstırap veren hissiyattır

Empatiden yoksun, kapitalizmin yarattığı suni gün.

Anneleriniz, anneler gününü kutlamayı unutmayınnnn.

maddi imkanlardansa farkındalıkları çağrıştırıyor. pek çok insanın sorgulamadan bildiği şeyleri ancak uzun süre üzerine düşünerek çözümleyebilmek güzel bir deneyim katsa da bazen "galiba sandığım kadar zeki değilim" hissini körüklüyor. (açıkçası bunun da kötü olduğunu sanmıyorum.)

Sanki bir japon balığıyla konuşmaya çalışıyormuşsun gibi hissettiren kişidir.

özellikle gece, kulaklıkla ve yalnızken dinlenmesi gerektiğini düşündüğüm müzik grubu. normalde 2-3 dk olan bir şarkıyı çoğu zaman bize 10-15dk(özellikle enstrüman) dinletirler. karacaoğlan mı dersin aşık hüdai mi, yoksa pir sultan abdal mı hepsinin sözlerine bizi misafir ederler. ilk dinlediğinizde beğenmezseniz, başka vakitlerde de şans verin derim. insanı bulunduğu yerden, ândan koparıp başka âlemlere götürmemesi mümkün değil.

kuan - söyle ,kuan - dünya ,kuan - ben yana yana

Oğuz Atay'ın tabiriyle Disconnectus Erectus(İletişim Yayınları Sayfa 149)
Kim sever kim sevmez bilemem ben bu kitapla geldim bu kitapla giderim kardeşim.

konsere gitmemek, denize girmemek, korku filmlerini asla izleyememek hatta film bile izlememek...
bir tık ucube hissettiriyor ama eminim ki hemen hemen herkesin haz almadığı popüler şeyler vardır.