Uzun yolculuklarda garip bir his verir. Uykundan uyanmışsındır ve o sırada perona yaklaşılır. Kendini toparlarsın ve araç durunca inip bir sigara içersin. İşte tam o kısımda tarifini yapamadığım garip bir his vardır. Sonrasında o soğuktan sıcak araca geçip tekrar uyumak on numara beş yıldızdır.
bomboş uzaydaki uç gezegenler gibi hissettirir. günlük hayatın tekdüzeliğinden o kadar ayrıdır ki gerçeklikten koptuğunu düşündürür. zihin daha temiz çalışır, nefes daha dolu çekilir. her şeye izlerken dalıp gidilebilir, o an kafada her melodi yankı bulabilir. ah bir de soğuk olmasa.

ayrıca orada çalışanlar işe nereden ve kaç saatte gidiyor diye düşündürtür
nereye gittiği ve gideceği belli olan ama oradakilerin kendileri dışında kimin nereye gideceğini bilmedikleri kişilerle beraber yarı sarhoş ve yorgun haldeyken, otobüsün hareket edeceği anonsuyla beraber birbirinden habersiz insanlar arasında garip bir birlik duygusu oluşturan mekan.
lavantalı çay, uyumaktan yüzü şişmiş insanlar ve elli tane sigara sığdırmam gerektiğini hissettiğim yirmi dakika